Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




kart & mektup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kart & mektup etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Şubat 2016 Cuma

Postcrossing Kartlarım -2 (ilk 6 ay)

Postcrossing, sanırım 2015'in son aylarının en heyecan veren gelişmelerinden biriydi. Bunun için Yasemen ve Hazan'a ne kadar teşekkür etsem az :)
Üyeliğim tam 6 ay olmuş, ben de genel bir durum değerlendirmesi yazayım dedim, aklımdakileri unutmamak için buraya yazmak çok iyi oluyor.
"Neden daha önce kayıt olmamışım?" demeyeceğim, çünkü her şeyin bir zamanı var, 6 aylık süre zarfında bu siteyi, kart etkinliğini çok sevdiğimi söyleyebilirim.
6 aylık istatistikte,
36 adet kart aldığımı, 37 adet gönderdiğimi (7 tanesi de yolda) gördüm.
Bunlar tabii ki kayıtlı olanlar, ben bir de bana kart atan herkese (ilk 10 karttan sonra aklıma geldi bu da) teşekkür amaçlı kart atıyorum, adreslerini verirlerse (ki çoğu veriyor) Yani benim gönderdiğim kartların istatistiği biraz daha fazla.
İstatistik ve matematik, anlayan için güzel şeyler olsa da benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor. (para üstünü yanlış almadığım, dolmuşta eksik para vermediğim sürece !)
O yüzden de ben, işin bana hissettirdiklerine odaklanıyorum.
O da son derece keyifli maşallah.
İngilizcem bile ilerledi, artık kimseye "sorry for my bad English" yazmıyorum. Doğaçlama bir şekilde kendimden bahsediyorum, ülkesine göre soru bile soruyorum: "Who is your favourite writer?" en sevdiğim soru :)
Gönderdiğin ve aldığın kişiler farklı olunca açıkçası çok fazla etkileşim beklemiyordum ben. Ama pek öyle olmadı. Kişilerin ilgi alanına göre kart seçmeye çalıştığım için -bazı istekleri abartılı bulup rastgele de gönderiyorum gerçi- çoğunlukla güzel mesajlar alıyorum. Bazı büyükanneler torunlarıyla birlikteyse onlara kesinlikle torpil yapıyorum :)
Bana gelen kartlar temel olarak 2'ye ayrılıyor: kedili kartlar ve diğerleri :)



Profilime kedi sevdiğimi yazdığım için olabilir mi tüm bu tatlı kedili kartlar acaba :) Diğerlerinden favorim şu an 3 tane. Ördekli kız (bana ilk gelen kart), Gökkuşağına bakan kız (bana umut veriyor) ve tabii ki kangurulu olan.
Onun hikayesi de şöyle, kartın arkasında tam 7 adet şahane pul var ve doğal olarak hepsinde de "Australia" yazıyor. Ben algılarımı nasıl kapatmışsam onu Avusturya olarak okuyorum ve neden kanguruyu seçtiklerini anlayamıyorum. "Ah be" dedim hatta, "bir kart da Avustralyadan gelse..."
Karabalığa kartları gösterdim, o da "aa ne kadar şanslısın bak Avustralyadan kart gelmiş" dedi. Ben şok, "hani nerede" diyorum. Demem o ki, insan bir şeyi çok isteyince gözünün önüne kadar gelse bile göremeyebiliyor-muş.
Bana yazılan pek tatlı teşekkür mesajlarından örnek yazsam mı yazmasam mı acaba diye tereddütte kaldım ama vazgeçtim. Onun yerine size Monika'dan bahsedeyim.
Monika bana bir gün mesaj attı ve aynı gün doğduğumuzu, benim sayfamı da tesadüfen gördüğünü, kart atmak istediğini söyledi. Benim ona gönderdiklerim ulaştı, onunkiler ne yazık ki hala ulaşmadı ancak Monika benim blogumu da okuduğundan ve sevdiğinden bahsedince sahiden kızardım, yine algılarım kapalı olunca, "Türkçe mi biliyorsun?" dedim bir de! Bu satırları da okursan Monika, pek çok teşekkür ederim sana :)
Farklı kültürleri tanımak için bence bulunmaz bir nimet postcrossing. Kartın yapısından ülkesini tahmin etmeye başladım. En çok etkileşimde bulunduğumuz ülke de Rusya :)
Birkaç kartın arkasında Almanca yazıyordu, onu anlamaya çalışmak bile bir çabaydı benim için, zevkliydi.
Olumsuz diyebileceğim 1 mesaj aldım, ona da güldüm zaten. Pul eklemeyi unuttuğumuz (postanedeki arkadaş ile birlikte hareket ediyoruz artık :) bir genç, bana mesajında öfke dolu bir şekilde "bu nasıl bir şey, pulsuz kart mı olur" şeklinde dolu dolu bir mesaj atmıştı. Güldüm sadece, insanız değil mi? Hepimiz unutabilir, hata yapabiliriz. Bu mesaj iyi oldu esasen, daha dikkatli davranıyorum artık pul konusunda.
Postcrossing ne ola ki yazım(ız) burada, ilk heyecanım da burada yazmaktaydı :)
Devamını oku »

19 Kasım 2015 Perşembe

Postcrossing Kartlarım-1

Aslında her şey Yasemen ve Hazan'a gelen kartları görüp "hiiii" diye iç geçirmemle başladı.
Postcrossinge üye oldum, 5 adet kart gönderdim ve kendi kartlarımı beklemeye başladım.
Hemen her gün posta kutumu kontrol ettim. Postacıya kızmaya başladım. Düşündüm ki "bana sanırım kimse kart göndermeyecek, böhüüü" Hayal kırıklığı yaşadım. Ama bir gün... Posta kutum dolup taştı :)
O günden beri de postacımız biriktirip getiriyor olsa da kartlarım çok şükür elime ulaşıyor.
Onlar da şöyle:
Sağ üstteki tatlı kız, bana ilk gelen kart :)

Şu karta yakından bakın çünkü kendisi bulmacalı kartmış, karabalık fark etti:

"Eli cebindeki yaratığı bul..." Buldunuz mu?
Benim gönderdiklerim pek şahane değil, favorilerimden biri de şu:


Bana gelen cevap da şöyleydi:“Hello!
Thank you so very, very much for the lovely card from a child with her cat. It's beautiful. I also like the stickers you used, and the stamp you enclosed, very nice. And thank you, thank you for the wonderful autumnleaf, such a nice idea to put it in the envelope! Your card with little presents is a real gift to me!
Wish you and your family all the best,
Esmeralda”


İşin aslı şu yazıda Yasemen, "Kendi acımdan Postcrossing’in sevdiğim tarafları çok fazla, bana kattıkları da öyle. Ama bunları bir kenara koyacak olursak en sevdiğim taraflarından bir tanesi sanırım kartlar ulaştıktan sonra gönderilen teşekkür mesajlarından şunu görmek: Birinin posta kutusunda kartınıza ulaştığında yaşadığı heyecanı, sizin gönderdiğiniz kart sayesinde duyduğu mutluluğu, hala bir şeyler için umut olduğunu… "dediğinde ne söylemek istediğini anlamamıştım. "Ne yazabilirler ki" demiştim. Yasemen sana sevgilerimi gönderiyorum ve mahçup olduğumu belirtmek istiyorum. Yukarıdaki mesaj çok tatlı değil mi? Resmen mutluluktan uçtum :)


"Direct swap"ın ne olduğunu bilmeden ilk kartlarımı yazdığım için insanlara şunu yazmıştım.
"Hi, How are you, dou like children books too" gibi, cevap bekleyen sohbet cümleleriydi :)
Bir de ilk başta herkese şunu yazdım: "Sorry for my bad English" :)
Şimdi bunları yazmıyorum. Kötüyse kötü ne yapayım diyorum.
Kişinin profilinde bir sıcaklık görmediysem daha basit şeyler yazıyorum. Bazıları ise sıcacık oluyor, onların kartını zarfa koyarak içine yaprak, pul gibi minik hediyeler ekliyorum.
Benim profilimde kedileri sevdiğim yazdığı için bolca kedili kartım oldu. Elif'in ellemediği kartım, sevmediği pişili kartım yok tabii :)
Bir de birkaç defa babaanne denk geldi, torunlarıyla postcrossing yapan, onlara 2 adet kart gönderdim. Çok tatlı değiller mi?
Kartlarım biriktikçe yine paylaşırım.
Çok teşekkürler Yasemen ve Hazan :)

Bir de yazmayı unutmuşum ama bana gönderen kişilerden birçoğu kütüphaneciydi ya da kitapçıydı, gerçekten şaşırdım. Hatta son gelen kartın sahibinin profilinde "çocuk kütüphanesinde çalışıyorum" yazıyordu, yoksa bunlar bana birer mesaj mıydı :)

Devamını oku »

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Postcrossing :)

"Postcrossing" adını duyuyor ancak yanına yaklaşmaya bir türlü cesaret edemiyordum. Taşındık adresimiz değişti, Yasemen ve Hazan'dan da gerekli gazı aldım ve siteye üye oldum. Elimde 5 adet adres vardı, kartlarım önümdeydi, İngilizcem şahaneydi (yazıyla "ünlem"), postane yakındı, kartlarımı gönderdim. Sonra aklıma takıldı acaba aynı kişiler mi bana kart yazacaktı çünkü ben onlara "hope to see u again" yazmıştım :) Bu sistem nasıl işliyor diye siteye de bakabilirdim ama o zaman bu kadar keyifli olmazdı, ben de sevgili Yasemen ve Hazan'ın kapılarını çaldım.

Postcrossing nedir ve sence ne değildir :)
Y: Postcrossing kartpostal alıp göndermeyi sevenler için bulunmaz bir fırsat, benim içinse dünyaya açılan pencerelerimden biri.
www.postcrossing.com sitesine üye olduktan sonra profilinizi oluşturup, adres istiyorsunuz. Sistem size rasgele bir adres veriyor, bu adrese kart gönderiyorsunuz ve kartınız karşı tarafa ulaştığında sizin adresiniz dünyanın herhangi bir yerindeki başka birine veriliyor ve kartınızı bekliyorsunuz. Her şey tamamen sürpriz yani. Ne adres istediğinizde hangi ülkeden kimin adresinin verileceğini önceden biliyorsunuz ne de kartınız elinize ulasana kadar size nereden ve kimden kart gönderildiğini.
Sitede bütün ayrıntılar, merak edilen soruların cevapları mevcut. Sitenin dili İngilizce, yazışmalar da İngilizce yapılıyor ama herkes profilinde konuştuğu dilleri belirtebiliyor ve o dillerden birinde de yazabiliyorsunuz.
Ne değildir sorusuna gelince, Postcrossing sanal ortamdan e-kart gönderilen bir oluşum değildir. Kartpostallar sadece normal posta yoluyla gönderiliyor. Mail gelen kutunuzda değil posta kutunuzda arkası yazılı, ustu pullu gerçek kartlar buluyorsunuz.
Postcrossing güvenlik açısından tereddüt etmeniz gereken bir site de değildir. Ne yazık ki Türkiye’de birçok şeye şüpheyle yaklaşmak gerektiğinden ev adresini vermeye çekinenler olursa diye belirtmek istedim. Adresiniz sadece size kart gönderecek kişiye veriliyor, onun dışında herkese açık olarak gösterilmiyor ya da herhangi bir yerde kullanılmıyor.


H: Postcrossing’i tanımlamak gerekirse dünya çapında bir kartlaşma ağı diyebiliriz. Artık mazide kalmış dediğimiz kartpostal gönderme geleneğini bir nevi diriltme projesi (kartpostal devrimi) olarak da adlandırılabilir. Bu yüzden, instagram gibi pek çok portalda postcrossing (kartlaşma) ile revolution (devrim) kelimelerini el ele diz dize görebilirsin :) Postcrossing bence eski bayramlarda ön yüzünde bir kase dolusu şeker fotosu bulunan ve arka yüzünde en samimi dileklerin dile getirildiği ya da yılbaşlarında simlerle süslü noel babaların evimize taşındığı kartpostallardan alınan hazzı sağlayacak sıcak bir ortam değil; gayet mekanik, amaca odaklanmış (kullanıcıların çoğu özel/seri/bölgesel /yöresel kartlar toplamakta) fakat yine de hiç yoktan iyidir dedirten bir sistem!

Postcrossing'den nasıl haberin oldu ve katılmaya nasıl karar verdin?

Y: Yanlış hatırlamıyorsam ilk kez Banu’nun blogunda (birazsoylebirazboyle.blogspot.com.tr ) görmüştüm. Daha sonra bir kaç blogda daha karşıma çıkınca bunu bir işaret olarak aldım ve üye oldum. Bloglar arası kartpostallaşma etkinliklerini de çok seviyordum zaten böyle bir sitenin varlığını öğrenmek daha da keyifli oldu.

H: Postcrossing’den çeşitli bloglar sayesinde haberim oldu. Takip ettiğim blog sahiplerine gelen ve onların gönderdiği kartları gördükçe, ince bir kül tabakası altında gömülü kalan içimdeki yazışma ateşi yeniden alev aldı diyebilirim. Öğrenim hayatım boyunca hep bir yerlerde bir mektup arkadaşım olmuştu. Sonra kartpostal koleksiyonu yapan furyanın önemli parçalarından biriydim de. Tüm etmenler bir araya gelince postcrossing’den haberdar olup da bunun bir parçası olmamak imkansızdı :)



Ne kadar süredir postcrossing ile kart gönderip alıyorsun?

Y: Üç yıldan fazla süredir Postcrossinge üyeyim. Bazı dönemler çok aktif olarak kart gönderiyorum bazı dönemler yoğunluktan ya da gezilerden vs fırsat bulamayıp aylarca kart göndermediğim oluyor. Bu tamamen size bağlı, tek yapmanız gereken adres istediğinizde mümkün olan en kısa surede kartı postalamak, eğer vaktiniz olmayacaksa ya da elinizde kart yoksa vs. adres istemeyi sonraya bırakmak. Su ana kadar 200 civarında kart gönderdim, bir o kadar da kart aldım. Gönderilen ve alınan kartlar ile ilgili istatistiksel bilgiler tablolar ve haritalar uzerinde profilinizde oluyor. Örneğin hangi ülkeden kaç kart gelmiş, kartların ulaşma sureleri vs gibi. Bu istatistikleri sadece siz görebiliyorsunuz.


H: Profilimi kontrol ettiğimde görüyorum ki tam 725 gündür postcrossing üyesiyim. 1 yıldan fazla olmuş yani. Bu süre zarfında 64 tane kart göndermiş ve 58 tane de almışım. Muhtemelen bu cevaplar sana ulaştığında rakamlar bir parça daha artmış olacaktır. Aslında 1 yıl az bir süre değil, daha fazla kart gönderebilir ve alabilirdim ancak postcrossing’in yanı sıra doğrudan kart takası yaptığım ya da yeni yeni edindiğim mektup arkadaşlarım da var. Hepsine hem kart hem de zaman ayırdığımı düşününce hiç de fena değil diyorum kendi kendime!

Koleksiyonundaki en değerli/sevdiğin kart hangisi?

Y: Ben bu "en" sorularını hiç bir zaman doğru düzgün cevaplayamıyorum. Aralarından seçip iste bu en sevdiğim diyemiyorum. (sadece kartlar için değil hemen her şey için geçerli bu aslında, kitap, yemek, şarki vs gibi :)
Birisi sizin için kart seçmiş, üzerine içinden gelenleri yazmış, pulunu yapıştırıp postaya vermiş, nasıl ayırayım ki simdi ben bu kartları birbirinden. Ama tarz olarak en sevdiğim kartlar illüstrasyon olanlar. Favoriler sayfamda da daha çok bu tarz kartlar var zaten, kart göndermek isteyenlere fikir vermesi açısından. Normalde almayı arzu ettiğiniz kartları profilinize yazabiliyorsunuz ama ben uzun listeler vermeyi, ‘’bana bu tarz kart gönderin’’ demeyi pek sevmiyorum. Birinin seveceğimi düşünüp benim için bir kart seçip göndermesi daha keyifli.



H: Koleksiyonumun en değerlileri Star Wars “Yıldız Savaşları” filmi temalı kartlarım. Hem ben hem de 5 yaşındaki ikizlerim koyu birer Star Wars hayranıyız çünkü J Bunun dışında Audrey Hepburn gibi vintage kartlar ve Doraemon gibi çizgi film kartları da çok değerli benim için!


Postcrossingde aynı kişiyle sadece 1 defa mı kart gönderip alıyorsun yoksa kartların devamlılığı biraz aranızda oluşan elektriğe mi bağlı?

Y: Postcrossing’de aslında kimseyle kartlaşmıyorsun, yani kart gönderme işlemi ayni kişiyle karşılıklı olarak yapılmıyor.
“Interested in direct swaps” kısmını evet olarak işaretlemiş üyelerle yazışıp karşılıklı anlaşıp kartlaşabiliyorsunuz. Ama sitenin normal işleyişi rastgele birine kart gönderip rastgele başka birinden kart almak üzerine.


H: Postcrossing’de kime kart göndereceğin sistem tarafından otomatik olarak atanıyor. Kişinin profilindeki bilgileri şöyle bir inceleyip tercihlerine uygun bir kart gönderiyor ve akabinde kart ulaştığında kendisinde online olarak bir teşekkür mesajı alıyorsun. Diyelim ki o kişinin hem profili hem de duvarındaki kartpostal seçkisi çok hoşuna gitti ve kendisiyle kart alışverişi yapmak istiyorsun. O zaman öncelikle profilinde “direct swap” (doğrudan takas) kısmının açık olup olmadığına bakıyorsun. Bu opsiyon kapalıysa kendisi her bir kullanıcıdan tek bir sefer kart almak istiyor demektir. Bu opsiyon açık ise kendisine ister kartla ister online olarak doğrudan takas talebinde bulunabilirsin.

Postcrossing, farklı kültürleri tanımak açısından oldukça bilgilendirici görünüyor. Geçen zamanda senin çok şaşırdığın bir kart olmuş muydu?

Y: Postcrossing sayesinde farklı şehirlere, ülkelere, kültürlere dair birçok yeni şey öğrendim. Sadece bunlar için bir blog açılabilir, hatta ben bunu bir düşüneyim :)
Bilgilendirici olmalarının dışında kartlar ayni zamanda eğlendirici de oluyor. Bulmacalı kartlar, farklı formlardaki kartlar, Where’s wally kartları, kes yapıştır kartları, boyama kartları, vs gibi birçok ilginç türde kart aldım.
Şaşırdığım değil de içimi en çok kıpır kıpır ettiren kartlar bir hikayenin, masalın parçasıymış gibi duran illustrasyonlar içeren kartlar. İnsanın kendisini tanımasını sağladığı, hayallerine dokunabildiği için çok seviyorum bu kartları.


H: Kullanıcıların kartlara yazdığı küçük notları ya da uzun satırları büyük bir merak ve ilgiyle okuyorum. Kimi zaman el yazılarını çözmekte zorlandığım da oluyor tabi. Genellikle okudukları kitaplara, hava durumuna, kartlarda yer alan yöresel manzaralara ait bilgiler yazılmış oluyor. Benim şaşırdığım bir şey henüz olmadı fakat profilimde Doreamon çizgi filmi temalı kart ve pul tercih ettiğimi yazdığımda, Doraemon’u nasıl ve nereden bildiğimi soran, buna çok şaşırdıklarını bildiren kartlar aldım Japonya’dan :D

Kartlarını nereden temin ediyorsun ve ne kadar sürede gönderebiliyorsun?

Y: Daha önce internet üzerinden kart sipariş ettiğim çok güzel bir site vardı fakat kapandı. Belçika’da ve Hollanda’da kartpostallara ulaşmak çok kolay. Kitapçılar, kırtasiyeler vs dışında sadece kartpostal satan dükkanlar da oluyor. Zaten Hollanda Postcrossing’i en aktif kullanan ülkeler arasında. Gezilerimiz sırasında farklı ülkelerden, farklı şehirlerden kartlar alıyorum ama onları daha çok kendime saklıyorum hatıra olarak. Zaten kullanıcıların büyük çoğunluğu kartın geldiği şehre ya da ülkeye özgü olmasını istiyorlar.
Son kart siparişimi su siteden vermiştim: http://happy-postcrossing.nl/en/
Elimde her zaman onlarca kart oluyor. Adresi istedikten sonra göndereceğim kişinin profilini inceleyip elimdeki kartların içinden seçiyorum ve yazıp gönderiyorum. Genelde adresleri aldıktan sonra en geç iki gün içinde göndermiş oluyorum. Tabi posta sisteminin buralarda çok iyi çalıştığını belirtmekte fayda var.

H: Kartlarımı genellikle kırtasiyelerden, Taksim’de bulunan turistik yerlerden ya da sahaflardan temin ediyorum. Her hafta en az üç kart göndermeye çalışıyorum. Bunların gidiş süreleri gittiği ülkeye göre değişiyor; öreğin, Amerika, Rusya, Çin gibi ülkelere gitmesi bazen 30 günü bile bulabiliyor. Almanya, Finlandiya, Norveç gibi nispeten daha yakın ülkelere 10-12 günde gidebiliyor.



Kartın içeriğine neler yazdığını çok merak ediyorum, biraz paylaşabilir misin?

Y: Kart göndereceğim adres buralara uzak bir ülkedeyse genellikle Belçika’dan ve buraya özgü şeylerden, çikolatadan, waffledan, biradan vs. bahsediyorum. Avrupa içinden bir adres geldiyse yaşadığım şehirden bahsediyorum, Belçika’nın en eski şehri olduğundan, Asterix’e ilham veren Ambiorix’ten, Benelux’un en büyük antika pazarından… Küçük bir şehir ama anlatacak çok şeyi var. Bazen 30km uzaklıkta bir adres geliyor Hollanda’dan, hatta bazen Belcika’dan. O zaman da içimden ne gelirse yazıyorum, Hollandaca açısından pratik yapmış oluyorum. Karta mutlaka tarih yazıyorum ve bazen minik bir bulut, güneş ya da yağmur çizimiyle havanın kaç derece olduğunu. Kartları zarfsız gönderdiğim için, yarısını adres ve pullar kaplayınca, diğer yarısı da benim yazdıklarımla doluyor zaten.


H: Genelde hangi ülkeden yazdığımı, nelerle uğraştığımı (ikizlerin bakımı ya da hobilerim gibi), en son okuduğum kitaplar ya da son zamanlarda izleyip de etkisinde kaldığım filmlerden bahsediyorum.

Postcrossing ile kart haricinde mektuplaşma da yapılabiliyor mu?

Y: Daha önce de bahsettiğim gibi bu karşılıklı yazışıp anlaşmaya bağlı bir şey. “Interested in direct swaps” kısmını hayır olarak işaretlemiş birine bu tarz bir teklifle gitmek anlamsız olur ama evet olarak işaretleyenlerin arasından ilginizi çeken bir profil olursa iletişime geçilebilir. Swap etkinliklerinde kart ve mektup dışında kitap ayracı, poşet cay, bozuk para, o ülkeye özgü gazete kupürleri, biletler vs gibi bir çok şey değiş tokuş edilebiliyor ama Postcrossing’i swap için kullanmadım hiç.

H: Bildiğim kadarıyla postcrossing sadece kartpostal üzerine kurulu bir sistem, ancak daha önce bahsettiğim doğrudan takas sırasında taraflar aralarında anlaşarak mektuplaşma da başlatabilirler. Bu tamamen sistemden bağımsız ve inisiyatife dayalı bir mektuplaşma olur tabi (çok mu resmi konuştum?) :)

Postcrossingin en sevdiğin tarafı hangisi? (sevmediğin de varsa yaz tabii :)
Y: Finlandiya’dan bir adres gelmişti. Zamanında 20’den fazla ülke gezmiş, atlara sevdalı birisinin adresi. 2012 yılında attan düşerek simdi tekerlekli sandalyede olan ve artık postcrossing sayesinde dünyaya açılan birisinin. Çok aktif bir kullanıcıydı. 7000 kadar kart almıştı o zamana kadar yani birçok tarzda kart elinde vardı zaten. Göndermek için aldığım değil de kendime ayırdığım kartların arasından bir tanesini göndermek geldi içimden. Profilini okur okumaz aklıma düşen o kartı. Bir kaç gün içinde kart ulaşmıştı yerine ve gönderdiği uzun ve içten mesajda kartı çok ama çok beğendiğinden ve teşekkür için bir kart göndermek istediğinden bahsetmiş ve adresimi istemişti. Gönderdiğim kartı beğenip, mutlu olması bana kart gönderecek olmasından daha fazla mutlu etmişti beni. Arada hala kartlaşıyoruz onunla.
Kendi acımdan Postcrossing’in sevdiğim tarafları çok fazla, bana kattıkları da öyle. Ama bunları bir kenara koyacak olursak en sevdiğim taraflarından bir tanesi sanırım kartlar ulaştıktan sonra gönderilen teşekkür mesajlarından şunu görmek: Birinin posta kutusunda kartınıza ulaştığında yaşadığı heyecanı, sizin gönderdiğiniz kart sayesinde duyduğu mutluluğu, hala bir şeyler için umut olduğunu…


H: En sevdiğim tarafı zarfı/kartı elime aldığımda ‘hangi ülkeden geldi acaba’ heyecanı. Sonrasında yazılanların oluşturduğu merak. Bir an evvel okumak için zarfları yırtarcasına açma mutluluğu. Sevmediğim tarafı ise ne yazık ki zaman zaman karşılaştığım okunaksız el yazıları L Her şeye rağmen postcrossing muhteşem bir deneyim ve mümkün olduğunca uzun süreler devam etmeyi arzuluyorum. Çekinik kalan herkese de tavsiye ederim!


Bu da benim gönderdiğim ilk kart :)
İş, okul, annelik vs dışında bir şeyler yapmak isteyenlerin bu etkinliğe katılması bence kişiye yepyeni bir pencere açacaktır. Benim için keyifli ve heyecanlı bir süreç oldu postcrossing. Hiç tanımadığım insanların dünyasına "nokta" kadar da olsa girebilmek, aslında bir nevi onlarla tanışmak bana mutluluk verdi. Şimdilik elime geçen bir kart olmadı, bakalım hangi ülke ve kim ilk olacak. Hissiyatım Avustralya diyor ama :) Bu bekleyiş, posta kutusuna her gün bakmak bile gerçekten bambaşka bir dünya yarattı bana.

Çok teşekkürler Yasemen ve Hazan, siz gaz verip "yaparsın, bak gör çok keyifli" demeseydiniz ben ertelemeye devam ederdim.

Ve buradaki kartlar sizce de çok şirin değil mi?
Devamını oku »

9 Aralık 2014 Salı

Yeni Yıl Kartları :)

Herkese tek tek yazmayı isterdim ancak sanki burada yani blogda duyursam daha kestirme olacak.
Hey, sevdiğim güzel insanlar!
Yeni yıl için kart gönderdim size.
E ne var bunda demeyin olur mu :)
O kartlar için yaklaşık 2 aydır uğraşıyorum ben :)
Aklıma fikir geldi ama gerisi gelmedi 2 ay önce. Ben de ne kadar kıvır zıvır bulduysam aldım İbeking, İkea, office store ve çeşitli kırtasiyelerden.
Aklımda kart ve kitap ayracı vardı ama nasıl yapsam bilemiyordum.
Bir de işin içine çocuk kitaplarını koymak istedim.
Karışık pizza misali oldu aslında :)
Adreslerinizi toplamam uzun sürdü,bir ara kaybettim onları sonra yine buldum.
Yaklaşık 45 kişiye gönderdiğim için karışan varsa yani zarfın içinden farklı isimde birine kart çıktıysa tüm suçlu elif :)
Masanın başından en az 5489 kere kaldırdı beni :) Yani umarım öyle bir karışıklık olmamıştır, genelde kişiye özel hazırladım çünkü.
Bu kartları ben yapmışım gibi anlattığıma bakmayın, işin mutfağında karabalık var.
Çıktıların ayarlanması, temini, malzemelerin düzgün kesilmesi, santim santim ölçülmesi, zarflanması vs. hep ona ait.
Ben sadece yapıştırdım ve bolca eğlendim.
Belki daha sonra bu yazıyı yayınlamalıydım, sürprizi bozmamalıydım ama bunu şimdi yapmazsam kesin unutacağıma dair bir his var içimde :)
Kartlardaki karakterlerden bahsedecek olursam;
Blogda fonda da yer alan minik tatlı kız Roald Dahl karakteri Matilda, uykucu koyunsa Russell, çok acayip sakar olan Cadı ise Vini ve kedisi Vilbur, minik kedili olan Sevgi Kraliçesi kitabından, büyük şapşal kedi ise Rodari'nin Alis Masallarda kitabından. Benim favorimse Wave'deki tatlı kız :)
Kedi sevenlere kedili, Vini sevenlere Vinili kartlar hazırlamaya çalıştım.
Aaa sahi bir de Kumkurdu var... Onu unutuyordum az kalsın.
Kumkurdu'nu henüz bloguma yazmayarak kendime ayıp etmiş olsam da bu kitap sanırım benim ıssız adaya düşsem yanıma alacağım ilk 3 kitaptan biri :) Çok ama çok seviyorum. Durup durup okuyorum. İşte oradan bir cümleyi de ekledim. Basit bir cümle belki ama benim için anlamı büyük: "Kumkurdu ve Zackarina sahilde buluşmuşlar..." :) Hatta kalp kalp kalp ...
Bir kart yaptım, amma da anlattım :)
Çok eğlendim hazırlarken bir de bolca kahve tükettim.
Siz olmasaydınız ben bu kartları kime yapardım da bu kadar eğlenirdim hem değil mi :)
Henüz erken olsa da herkese şimdiden mutlu yıllar.
* Kargoda yaşanan gecikmeler/karışıklıklar umarım bu yıl yaşanmaz, o yüzden de erken gönderdim zaten.
** Geçen yıl da çok eğlenmişim :) 



Devamını oku »

24 Aralık 2013 Salı

Yeniyıl/ Kartpostal/ Anaokulu :)

Ben anaokuluna ya da kreşe hiç gitmedim.
Yani yalan olmasın 1 gün gittim ve oradaki şişman kız beni duvara yapıştırınca korktum ve bu bahaneyle 5,5 yaşında ilkokulun yolunu tuttum. Ki annem zaten meyilliymiş buna yani aynı okulda olmamıza :( Hal böyle olunca minik motor becerilerim pek ilerlemedi ( ya da ben kendimi kandırıyorum, bunun başka sebebi var) Yani bana ne kadar uzaktan hoş görünse de dikiş, nakış hatta makasla bir şeyleri detaylı kesmek bile zulüm geldi. O kadar yani...
Ama kartpostal severim hem de çok.
Zihnimdeki postacı imgesi hep "bisikletli, gülümseyen ve iyi haberler getiren şapkalı postacı amca"dır. Oysa şimdi sadece faturaları dağıtıyorlar sanırım. Bloglarda ara ara çok güzel etkinlikler oluyor. Kimi aynı anda kitap okuyor kimi de birbirine kartpostal gönderiyor :) Ben de Gretanın Kelebeklerinin peşine takılıp kartpostal göndermeye karar verdim. Hem de postacı amcayı sevindirmek istedim. Ama;
1. İstediğim gibi kartpostal bulamadım
2. İnternetteki hazır şablonları pek sevmedim.
3. Bir yerden başlayınca aslında tanıdığım ve sevdiğim herkese göndermek istedim. (daha çok postacı amca mutluluğu)
Peki ne yapmalıydım?
İnternetten sevimli bir şeyler buldum ve onların çıktısını aldım.
İncik cincik kesilecek olanları evdeki diğer 1 Balık'a devrettim :)) (evet yaptım bunu)
Ve ortaya neşeli bir anaokulu etkinliği çıktı. Lokum'un burnunun bir ara Pritt'e yapışacağından korksam da kazasız atlattık bu işi de.
Yaparak keyif aldığım için gaza gelip aile fertlerine, geniş aileye, tanıdığa eşe dosta derken toplamda 40 civarı kart hazırladım(k)
Umarım kartpostal gönderdiklerim de kartlarını sevmişlerdir.
Yukarıdaki acıklı girişi de yazdım ki "ya bu kız da kes-yapıştır yapıp işin kolayına kaçmış" demeyin, kendimce zor olan bir şey yaptım aslında :)) *Teşekkürler sevgili Greta
** Unuttuğum dostlar, kusura bakmasın. Bir de postadaki kayıplara üzülürüm ama umarım yeniyıl civarı herkesin kartı eline geçmiş olur :)


Bu vesileyle, henüz erken de olsa Yeniyılınızı kutlamak isterim. Önümüzdeki günlerde unutmazsam niyetim geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yeniyıl dileklerimi yazmak.
O zamana kadar sağlıklı, mutlu, bol kahkahalı, kitaplı, patili harika bir yıl dilerim sevgili Blog :)
Devamını oku »