Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




bugünlerde... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bugünlerde... etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Aralık 2014 Cumartesi

Bu Aralar

Bazen o kadar çok kendimle konuşuyorum ki buraya yazmaya fırsat kalmıyor :)
Bugünlerde neler oldu hayatımızda...
Elif ay dönümünden sonra yepyeni bir döneme girdi. Zaten her ay bunu yaşıyoruz, istisnası olmadı. O geçişler işte bazen sancılı olabiliyor yani o büyümeye çalışırken ben yorulmuş olabiliyorum. Geçen günlerde yine çok ama çok çok çok ağladığında kendime tekrar edip durdum: "bir sıkıntısı var ki ağlıyor, beni gıcık etmek için ağlamıyor ki..." diye. Ama neticede insanım ve bazen - hele de aklıma kolik geldiğinde- sabrım taşabiliyor. 1 bebekle evde baş başa olmak bir taraftan onun gelişimini birebir görebilmek açısından harika bir fırsatken işte bazen de fazla gıdıklayıcı olabiliyor. Ki bu durum da işin doğasında var. Elif'in alttan dişi göründü ancak henüz patlamadı, belki o'dur onu rahatsız eden bilmiyorum. Değişiyor gün geçtikçe, onu görebiliyorum. Büyüyor ya sıpa :) Maşallah tabii... Bir şeylerden şikayet gibi değil de hani bazen farklı bir havayı teneffüs etmeye de ihtiyaç duyuyor insan.
Birkaç gün üst üste hava ciddi anlamda kötü olunca evden çıkamadık, güneşi bile göremedik. O kadar çok canım sıkıldı ki... Ama iyi ki de sıkılmış. Sonunda beni harika bir yere götürdü. Detaylıca başka bir yazıda yazacağım ama tam da hayallerimdeki gibi hayvanların rahatlıkla konuşabildiği bir yer olduğunu söyleyebilirim. Merak etmeyin, kafayı yemedim. Yani,henüz :)
Kargo görevlileri ile ahbap olduk bir de. İnternetten sipariş verince genelde takip ediyorum ve adamları balkonda "şşşttt sessiz olun ve zile basmayın" diyerek karşılıyorum, genelde Elif'in uyku saatinde geldikleri için. Geçen gün sürpriz bir kargo gelince durum değişti tabii. Aras Kargo genelde aşağıdan bile zile basmazdı ama adamcağız balkona bakınmış beni göremeyince mecbur zile basmış. Elif de çığlık çığlığa uyanınca adam bir dolu özür diledi. Neyse hala iyi niyetli insanlar var, ne güzel :) Kargodan çıkan pakedin üzerinde isim yoktu ve içinden çıkan kitapta da bir şey yazmıyordu. Şaşırdım, instagramda da duyurdum, meçhul kişiye teşekkür ettim. Sonradan anlaşıldı ki bir kitap çekilişinde eş olduğumuz kişi göndermiş :) O da değişik oldu. PTT Kargoyu hala sevmiyorum, ya denk gelmiyoruz ya da anlaşamıyoruz. geçen sene "kim o" dediğimde, adamın "posta" demesini "pasta" anlayıp, "biz pasta siparişi vermedik" demiştim. Gerçi o zaman hamileydim, adama her şeyi söyleyebilirdim :)
Clarice Bean'i yeniden okurken Ruby'nin Hitch'i gibi bir uşak istediğime karar verdim. Ev işleri neden bitmez biri bana açıklasın :) neyse ki her şeyi gören biri değilim. Görenlere Allah kolaylık versin. Lakin yemek, içmek, ütü yapmak, çamaşır yıkamak, bulaşıkları yerleştirmek...derken "y" vaktimden çalan tüm ev işlerini buradan esefle kınıyorum. Çok nankörsünüz kuzum, her gün ilgi bekliyorsunuz :)
Gönderdiğim kartlar tek tek sahiplerine ulaşmaya başlamış, yaşasıııın... Geçen yazımda söylemeyi unutmuşum, ben onları postaneye adresleri yazmadan götürüyormuşum meğerse. Son anda fark edince Adanadaki kuzenlerle oturup adres yazdık :)
Unutkanlık demişken... Mutfakta kendini kaybeden bir ben miyim? Elif için pişen yemekler simsiyah oluyor, fırında mutasyona uğrayıp çıkıyorlar. Ocaktan yemeği alıyorum ama ocağı kapatmıyorum. Bulaşık makinesine kirlileri değil temizleri koyuyorum. Kahve pişirirken öyle bir işe başladığımı tamamen unutup başka bir içecek hazırlıyorum. Tost ekmeği ve kaşarı tost makinesine koyup bekliyorum ama biri de demiyor ki fişe takmazsan çalışmaz diye. Ben bu halimle maşallah Elif'i yine iyi besliyorum değil mi? geçen gün yürüyüşe çıkarken ayakkabımı giydiğimde bir terslik olduğunu anladığımda Elif arabasından yani içeriden bana sesleniyordu. Çok dalgınım, çok şaşkınım. Yorgunluk mu demir eksikliği mi yoksa anneliğin özü mü böyledir, bilmiyorum. Öyle olsa karabalık niye çayın altını açık unutsun ve biz misafirliğe gidelim değil mi :) İnanıyorum ki Elif bizi hizaya sokacak :)
Tek tek ismini saymayacağım ama blog sayesinde çok tatlı insanlarla tanıştım, haberleştim ve hala da görüşüyorum. Bu da bugünlerin mutluluk sebebi...

Norah Jones'u ne zaman dinlesem aklıma Kare günleri geliyor. Kitaplarla tüm gün birlikte olmak, çalışmaktan sayılmamalı bence :)
Devamını oku »

22 Ağustos 2014 Cuma

Bu Aralar

Canım biraz sıkkın.
Neden olduğunu bilmiyorum.
Belki biliyorum da kendime itiraf etmesi zor geliyor.
Bazen diyorum; keşke balık burcu olmasaydım.
Bu kadar duygusal, hassas ve kırılgan olmazdım.
Sonra düşünüyorum...
O zaman da "ben" olmaz, başka biri olurdum.
Bunu da istemiyorum.
Birisi kötü bir söz söylediğinde ya da alanıma girdiğinde sınırları çok net çizebilmek isterdim, kendimle savaşmak yerine.
"Aman karşı tarafı kırmayayım" diye diye bazen kendimi ne kadar hırpaladığımı görüyorum.
Nedense yazma ihtiyacı hissettim, ben bu blogu ya da buradaki yazıları tamamen hobi amaçlı yazıyorum.
Yazarken rahatlıyorum, yeni ve güzel insanlarla tanışıyorum, öğreniyorum, araştırıyorum, şimdi yaptığım gibi dertleşiyorum.
Kaynak: burada
Birkaç gündür fark ettim ki blogumu ve sosyal medyadaki tüm hesaplarımı kapatmayı düşünmüşüm. (bilinçaltı)
Bundan kimsenin- doğal olarak- bir eksiklik hissetmeyeceğini de biliyorum.
Ama benim için yazmak/paylaşmak gerçekten bir ihtiyaç.
Neyse ki karşıma dürüst ve güzel insanlar çıkıyor.
Bazen de tıpkı hayat gibi gönlümü incitenler.
Sanal bir dünyada kime neye kırılıyorum halbuki değil mi :) Saf mıyım neyim :)
İşte o zaman diyorum yine "keşke bu kadar kırılgan olmasaydım" diye.
Ama "keşke" demek de istemiyorum.
Bloga henüz yazmadım ama "2 balık 1 kedi"deki "1 kedi" olan Lokum'a bir hayli çok üzülüyorum.
Elif uykuyu pek sevmeyen, uykuya geçişi zor olan ama çok tatlı bir bebek :)
Belki biraz uykusuz kaldığımdan olsa gerek sağlıklı düşünemiyor da olabilirim.
Hani bazen karşındakini samimi görürsün ve sen de öyle davranırsın hatta fazla fazla içini dökersin.
Sonra bir de bakarsın ki aslında aynı yöne bakmıyormuşsunuz.
İşte böyle zamanları ben kolay atlatamıyorum. "Ama neden ki" ler beynimde sürüp gidiyor.
Halbuki hayat kısa değil mi, antin kuntin işlere de bu kadar takılmamak lazım.
Ama işte değer verdiğin biri(leri) bunu yapınca ben biraz dalgalanıyorum.
Neyse ki sonra duruluyorum.
Eğer blogu kapatmazsam birkaç değişiklik düşünüyorum, öyle basit bir şeyler. "Amatörce" yani :)
Dedim ya ben blogumu sadece hobi amaçlı görüyorum.
"Annelik sohbetleri"ni de aynı şekilde sohbet etmek amaçlı yazıyorum, paylaşıyorum.
Kim bilir belki ben de biraz dolmuşumdur...
Neyse Elif, ayaklarıyla oynadığı perdeyi kafasına indirmeden ben kaçayım.
-Umarım- yine görüşmek üzere, blog :)

** Yazdıklarımı kimse üzerine alınmasın olur mu; bu yazıyı mesaj amaçlı yazmadım. Sadece içimdekileri yazmak istedim.


Devamını oku »

14 Haziran 2013 Cuma

Bu Aralar

Yazacak ne çok şey var aslında.
Unutmayayım diye aldığım notlar iyice kabardı.
Önümüzdeki günlerde hoş bir konserden, çocuk kitaplarından,çokça karıştırdığım hususlardan, neler olup bittiğinden ve en çok da beni heyecanlandıran sürprizlerden bahsediyor olacağım-umarım-
Önceki gün telefonunu iş yerinde unuttuğu için toplantıya geç gelen arkadaşıma gülmemiştim halbuki ama akşam şarj aletini ben evde unutmuşum; o yüzden yazmayı planladıklarım kaldı.
Bugünlerde yine karşıma uğur böcekleri çıkıyor(mecaz anlamda değil); onlarla sohbet ediyorum.
Uğurlarını kime konduracaklarına kendilerinin karar vermediğini söylüyorlar; demek ki iş bize düşüyor :)
Bugün ayrıca;
Yeğenlerim dediğim kuzen çocuklarının da karne alma günü.
İtiraf etmek gerekirse yaşları büyüdükçe bir yerlerde tökezleyeceklerini en azından benim gibi matematikte veya fen bilgisinde azıcık da olsa çakacaklarını düşünmüştüm, yanılmışım.
Hepsi de maş. matematik canavarı çıktı, utandım.
Karnende zayıf not yoksa o karnenin ne anlamı olur bilmiyorum :)
Ankara'da sıcak havalar başladı ancak akşamları hala gök gürültülü yağmurlu.
Sormayı unuttum sahi,
Sizin havanız nasıl :)
Keyifli hafta sonları herkese...

Tüm öğrencilere bugünden, ödevsiz, kendi rızalarıyla keşfedecekleri kocaman dünyalar, eğlenceli kitaplar, top peşinde koşmalar, geç uyanmalar, uyuzlanmalar, can sıkkınlıkları neticesinde gelişen keyifli oyunlar, çokça deniz tuzu, bol güneşler, kısaca mutlu tatiller dilerim :)


Kaynak: burada

Devamını oku »

30 Mayıs 2013 Perşembe

Bugünlerde...

Gündem yoğun.
Dünyanın, memleketin, benim, bizim.
Hepimizin işi çok, kafası meşgul.
Bu da kimi zaman asabiyete, saygısızlığa ve neticesinde de mutsuzluğa götürebiliyor.
İnternette dolaşırken denk geldiğim ve hoşuma giden resimlerden oluşan bir klasörüm var benim.
İçim sıkıldıkça bakarım onlara.
Birkaçını paylaşayım istedim.
Kaynak gösteremediğim için üzgünüm ama hatırlatan olursa hemen altına not olarak yazarım.
Bugünlerde;
Ankara'da hava puslu.
Biraz kafa dağıtmak için olsun bu ekler de...
Herkese berrak havalarda güneşli, sıhhatli, mutlu günler :)









Bazıları sanırım http://okuyankedi.blogspot.com/ http://renklikitap.blogspot.com/ http://www.euphoricblog.com/ sitelerindendi. Ama tam hatırlayamadım, kusura bakmasınlar olur mu :)
Devamını oku »