Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




bu sabah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bu sabah etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Ağustos 2017 Cuma

Bu Sabah / Metro

Aslında her şey benim bu sabah işe metroyla gitmek zorunda kalmam ile başladı.
Yani bu durum dünden biraz belliydi ama tam da değildi.
Çocuklarımızın aynı kreşe gittiği bir iş arkadaşım var, bazen denk geldikçe işe onunla gelip gidiyorum çünkü eşim artık vardiyalı çalışıyor ve beni her zaman işe bırakamıyor. Lakin bu sabah Elif iyice hasta uyanınca planlar değişti ve ben "tamam, bugün metroyla giderim" dedim. Ev-metro arası 10 km kadar, oraya eşim bıraktı, saat 8.12 gibi. Koru metrodan bindim ve Milli Kütüphane durağında ineceğim, kenarda güzel bir yere oturdum ve kitabımı açtım. Gözüm de gittiğimiz yeri işaret eden yerde çünkü dışarıyı zaten görmüyorum. İşitsel biri de olmadığım için geldiğimiz durağı bangır bangır söyleyen ablayı zaten duymuyorum. tek derdim inene kadar tuvaletimin gelmemesi ve önümde Starbucks kahvesiyle sallanıp duran ablanın kahvesinin üzerime dökülmemesi. Bu kadar çok şeye bakınırken kendimi kitaba nasıl kaptırmışım, gerçekten bilmiyorum. Eylül ayı gelmeden Pippi'yi okuyayım derken elime aldığım ilk kitabın çevirisinin beni hayretlere düşürmesi ve Pippi'nin başına gelenler öyle ilgimi çekmiş ki, sonra bir an geldi... O anı biri kameraya çekse youtube'da bolca izlenirdim heralde :)
Bir anda bir baktım herkes ayaklandı, benim gözüm durak işaretleyicisinde ve o da "MTA" yı gösteriyor. "Vay be" dedim, "Ne çok kişi MTA'da iniyor." Derken daha tuhaf bir şey oldu, bir hurra şeklinde metroya bindiler. Bu durak ne değişikmiş dedim, sanki Kızılay!
Neyse bananeyse deyip kitabıma geri döndüm.
Yanıma oturan kadın (YOK): "Siz hep burda mıydınız?" dedi.
Ben: "Evet?" (Hani nerede olacaktım edasıyla)
YOK: "Ama burası Kızılay"
Ben: "Nasıl Kızılay?"
YOK: "Siz inmeyecek miydiniz?"
Ben: (içimden: işe gidecem hanım hanım, inmemek ne demek?)
Dışımdan: Evet?!
YOK: "E hadi inin, bak son durak burası"
Ben: "Son mu? Burası mı?"
O ara bana bi la la la lala diye fon müziği geldi, havada kuşlar uçuştu
Derken kapılar da kapandı, iyi ki kapanmış yoksa bir de geri inecektim.
Panikle "Bu metro nereye gidiyor ki şimdi?" dedim, sanki metro beni kaçırıyor ahahaha
YOK ve yanındakiler: "Koru'ya geri dönüyor, sen nerde inecektin ki?"
Ben: "Hee iyi madem, 2 durak sonra ineyim."
O ara ayağa kalkmışım, çantalarım var ve 20 haftalık hamile göbeğim var.
3 kişi birden yer vermeye olmadı çantamı taşımaya çalıştı, yok dedim sağolun.
Bir müddet sonra YOK'a dönüp; "Ya siz beni iyi ki uyardınız, ben kitabıma dalmışım, yoksa Koru'ya geri dönerdim..." dedim. Koptu bir kahkaha
Metrodan indiğimde saat 8.57.
Üç dakikada işte olabilmem için uçmam lazım ama ben en fazla hızlı yürüyebildiğim için kendimi kasmadım. İşe gülerek geldim hala aklıma geldikçe gülüyorum, yani iyi ki kadın beni uyarmış ve iyi ki sadece 2 durak fark varmış.
Allah hamilelerin akıl ve ruh sağlığını korusun. Amin :)

Işığa giden yolda ben :)
* Dün bir de kreş çıkışında beni görüp tüm detayları öğrenen anane/babaannelerden biri felaket tellallığı ile ağzını açıp "Amaaan erkek çocuklar çok zor, sen kızdan sonra ayvayı yedin." dedi ya... Bak bunları yazmıyorum, özet geçtim, sen anla beni blog :)
Devamını oku »