Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




34. hafta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
34. hafta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Şubat 2014 Cuma

Sevgili Elif :)

"Nasılsın?
Fark ediyorum ki maşallah kımıl kımılsın.
Kendine yer mi açıyorsun yoksa benimle oynamaya mı başladın;henüz o kısmı çözemedim ama sen yine de tüm bu tekmelere, Meksika dalgalarına devam et olur mu?
O kadar keyifli ki...
Kendimi bir süredir kanguru gibi hissediyorum; seni de güvenli kesemde taşıyorum.
İnsanlar hamileliğin sonlarında bambaşka duygular yaşayabiliyormuş;daha duygusal olabiliyorlarmış.
Benim daha da duygusal halim olabilir mi,bilmiyorum ama bu ara hep seninle konuşuyorum(z)
Öncelikle canın neee zaman gelmek isterse o zaman sağlıkla gel bu dünyaya..Bizim acelemiz yok.
İleride nasıl biri olursun diye düşünmeden edemiyorum.
Kime/kimlere benzersin?
Elbette sadece kendine de benzeyebilirsin :)
Bizim babanla "yok yok bu bebiş bana benziyor" atışmalarımıza sen hiç aldırma (nasılsa baban duymasın da bana benzeyeceksin kıhkıhkh :P )
Daha şimdiden seni tanıyorum ve seni özlüyorum.
Ki bu özleme kısmı da bir tuhaf;sanki sen hep hayatımızdaymışsın gibi bir his.
Ben bu satırları yazarken bile "Anneeee ben burdayıııım" diyorsun ya sana hem gülümsüyorum hem de bazen ne yapacağımı bilemiyorum.
Neleri sevdiğini biliyorum: kalsiyum içeren tüm yiyecek ve içecekler  hele ki süt ve ayran :)
Mozart dinlerken ona eşlik eden tepkilerinden o amcayı da sevdiğini anlıyorum.
Babanın "Eliiif pabucu yarııım, çık dışarıya oynayalııım" demesine karşılık attığın tepiklerden evdeki kara balıkla oynamaya can attığını görebiliyorum(z)
Kitap okunmasını,yürüyüşte sallanmayı, suda olmayı, yemeyi seviyorsun o çok net.
Seninle vakit geçirmeyi seviyorum(z) zaten tüm gün 24 saat birlikteyiz.
Sana söylemek istediğim birkaç şey olduğunu fark ettim:
Kafanda nasıl bir "anne"/"baba" modeli var bilmiyorum.
Düşündüm ki bu modeller hep zamanla ve birlikte şekillenecek.
Bana sorarsan "sen nasıl bir anne olursun/olmak istersin" diye: (ya da sen nasıl bir "elif"sin aklımda)
Öncelikle hep yanında olduğumu bil isterim;zaman/şartlar vs. ne olursa olsun.
Sevdiğin işi yapman için seni canı gönülden desteklemek isterim; hatta "mühendis" olmak istiyorum dersen şaşırıp "marangoz" olmak istiyorum dersen sevinebilirim :)
İnsanların ne giydikleri/nerede yemek yediklerinden daha çok nasıl sohbet ettiklerine odaklanmanı  isterim elbette;yoksa o etiketler koparılıp gider.
Konu/kişi ne olursa olsun önce "öz"e bakabilmeni; olayları büyük resimde yorumlayabilmeni isterim.
Pazardan alacağımız kıyafetlere yeni bir şeyler ekleyip/dikip (o zamana kadar dikişi de öğrenmem lazım!) bununla babana enn havalı moda defilesi yapman da çok hoşuma gider.
Ben de çok bilmiyorum ama beraber şekilli kurabiyeler pişirsek ve karşılıklı sütümüzü tokuşturarak onları yesek ne harika olur değil mi?
Birlikte okuduğumuz bir kitabın devam kitabı çıktığında aynı coşkuyla sevinelim, gözlerimiz aynı ışıldasın isteyebilirim tabii :)
matematikle fizikle kimyayla ilgili bir şey sorduğunda (ki bu kişi kesinlikle baban olacak yavrum, buna alış) benim de seninle beraber yeni bir şeyler öğreneceğimi unutma..
Yeni yerler görmeye gitmeden önce çantamıza atacağımız ilk şeyin fotoğraf makinesi olacağını hayal ediyorum.
"Olmayana" değil de "olana" odaklanmanı ve hayatta hep şükretmeni görmek bizi çok mutlu eder.
Bazen babanla karıncaların yollarını izlemeye gidersiniz bazen uçurtma uçurmaya.
Umarım hep güzellikler çıkar karşına.
Sağlıkla gel güzel kızım :)"
Kaynak: deviantart
İnsan bazen duygularını yoğun yaşıyor galiba. Halbuki buraya yazmak için not aldığım bir dolu başka konu var ama önce unutmadan minicik mektubumu paylaşayım istedim. İçinde anlam kaymaları ve bozuklukları biraz fazla olmuş olabilir :)
* Ne çok şey istemişim yahu minicik bebeden :P

HERKESE MUTLU HAFTA SONLARI, SEVGİLER :)
Devamını oku »

16 Şubat 2014 Pazar

Tatlı Bir Melodinin Adı: Elif :)

Yeeepyeni bir döneme girdiğimizden bahsetmiştim.
Peki bu dönem nasıl gelişti, neler oldu neler bitti?
Yaz ortasındaki sıcaklarda tatil hazırlığı yaparken bir "çift çizgi" çıktı karşımıza. 
Ben böyle bir haberi acayiip salya sümük karşılayacağımı düşünürdüm, neticede büyük bir haber.
Yok, olmadı.
Ben bildiğin şoka girdim, girmişim.

Kaynak: burada
Neyseki evdeki kara balık benim yerime de sevindi, hopladı, zıpladı, havalara uçtu.
Bende yine tık yok.
Şaşırıyorum çünkü ben daha miniğim kendi gözümde.(ufalayım da cebinize gireyim,1 ay sonra 29'u bitiriyorum :)
Sonra aklıma "e birlikte büyürüz" gibi bir şey geliyor. Hemen arkasından da "gerçek midir ki bu test" gibi bir ciddiyet.
İlk aklıma gelen komiktir ki hangi kitapları ona öncelikle okuyacağım oldu.
Peki ya tatil, yaz, sıcaklar ve bizi bekleyen aile ziyaretleri???
Kafam allak bullak hadi normal; mideme ne oluyor?
Bir çift çizgi gördün diye hemen şartlanmış gibi niye bulanmaya başladın?
Yok canım benim sahiden şuraya bir uzanmam lazım, başım falan dönüyor.
E ben bugün su da az içmiştim.
Dur hemen uzanmayayım da sen bana 1 bardak su ver.. Hatta 1 şişe ver, ancak yeter :)
Peki şimdi ne yapmalı?
Gelmesini çok istiyorduk ama ne zaman geleceğini de bilmiyorduk.
Hazır mıydık?
Hele ben...
"Mutlu anne, mutlu bebek"ti ya; ben mutlu muydum peki?
Hay benim şaşkın kafam.. Tabii ki mutluydum, hatta daha ne istiyordum?
E işyeri???
Orada çok mutsuzum bak, hele bir de sigara içiyorlar!!!
Dur ben şimdi bunları düşünmeyeyim de su içmeye devam edeyim.
Tuvalete daha mı sık gider oldum ne? (O kadar suyun da bir şekilde çıkması gerekiyor tabii)
İlk kime söylemeli?
Ya da söylemeli mi?
1 çift çizgi ile yollara dökülür mü?
Neyse ki dökülmedik.
Bekledik, bekledik.
Beklerken bir dolu sancı çektik, içinde bolca uçan kelebek olan :)
Bu arada annem ısrarla bizi yazlığa bekliyor, yıllardır gitmediğim için bana hafif kızgın,bu sefer başka bir mazeret daha kabul etmeyecek.
De...
Ben nasıl gideceğim o kadar yolu?
Yol sanki bir anda Ankara'dan Mersine değil de Kuzey kutbundan Güney kutbuna uzandı.
Midem fena, ne yesem bulanıyor.
Her şey ve herkes birden kokmaya başlıyor hem de çöplük gibi.
hele ki ben.
Duştan çıktığımda bile kokuyorum, aman yarabbi!
Bir cesaret aradım annemi. Ondan hazırlıkların son durumunu öğrendim, içimde bir sıkıntı nasıl söyleyeceğim diye,birden : "Biz galiba gelemeyeceğiz" dedim. (Bu arada ertesi gün orada olmamız gerekiyor plana göre)
Annemden derin bir sessizliği takip eden sert bir soru: "neden!!!???"
Yüzyüze mi olsak daha kolay-dı yoksa telefonda mı?
"Galiba anneanne oluyorsun" deyiverdim.
Galiba mı?? O ne yahu?
Annemin ses tonu, sesi,muhtemelen yüzü bir anda değişti. "Aaaaa gerçekten miii?" :))
Gitmediğimizi bu kez bozulmadı çünkü ortada bir çift çizgi ve ona eşlik eden şiddetli mide bulantıları vardı.
Sonra gelsin "teyze oluyorsun, hala oluyorsun, babaanne oluyorsun.." konuşmaları.
Kısaca ilkini atlattıktan sonra gerisi daha kolay-dı.
                                                                                ***
Aradan geçen zamanı da belli kategoriler altında anlatmaya niyetim var ama bu yazının başlığına da konu olan melodiyi ayrıca paylaşmam gerek...
Allah nasip ederse;
Kızımızın adı Elif olacak :)
Kaynak: BİZ :)
Ona o kadar çok ismiyle hitap edip bir şeyler anlatıyoruz ki doğduğunda "Elif" dediğimizde dönüp bakmazsa bozulacağız ha :)
2 Balık hayatımıza "1 Ana Balık/ 1 Kara Balık" olarak devam etmeye niyetliyiz,bakalım.
Merak edenlere.. Lokum da hala bizimle.

Diğer Elifli yazılarda buluşmak üzere...
Herkese mutlu hafta sonları :)


Devamını oku »