Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




26 Ağustos 2014 Salı

Anne Olunca Anladım :)

En başta annemin kıymetini, değerini, önemini.
Benim/bizim için yaptığı fedakarlıkların ne anlama geldiğini...
Bir süre anneme "Gönül" demiştim de dayanamadı "sen de bana Gönül dersen, bana kim anne diyecek" demişti.
Haklıydı.
Benimki de saygısızlıktan değildi aslında belki samimiyetten.
Şimdi yolda, Adana'dan geliyor.
Birkaç hafta bizimle kalacak.
Daha bayramda beraberdik ama yine özlemişim.
Ben ki üniversitede sadece tatillerde o da sıkılarak memlekete giderdim...
Annemi günlerce aramadığım zamanlar geldi aklıma.
O hep "işin varsa da, bir ara iyiyim de kapat"derdi de ben anlamazdım ne demek istiyordu.
İyiydim ya işte ...
Şimdi anlıyorum.
Bana "bu kadar korkak olma" dediklerinde "daha yeni anne oldum ve Elif benim ilk bebeğim, istediğimi olurum" diyorum.
Temizliği konusunda itiraf edeyim hiçbir titizliğim yok. Her gün banyo yapıyor gerçi ama üstüne kusmuş, altına yapmış; bunlarla gayet eğleniyoruz. Üstü hemen kirlenince de değiştirmiyorum mesela.
Geçen gün giriş kattaki komşu teyze balkondan kolunu uzattı... Oradan alacakmış Elif'i... Hani yok artık :) Nasıl bir anne olurum bilmiyorum ama helikopter kıvamına gelmeden yavrusunu koruyan/kollayan biri olmak isterim. Arada o kadar ince bir çizgi var ki. Onun düşmesine, hata yapmasına da KESİNLİKLE izin vermek lazım. Sanırım bu da zamanla oturacak bir şey. Her hareketimi de şöyle mi böyle mi diye kısıtlayamam.
Bu satırları da Elif'i ayağımda uyutmuşken yazıyorum. "Sen uyurken de güzelsin be yavrum" diyorum ama uykusunu almış boncuk gözleriyle de mutluluk duyuyorum.
Anne olunca kafama dank eden birçok şey var. Daha hoşgörülü oldum belki de, bilmiyorum. Giriş kattaki meraklı teyzeye sinir olsam da torun hasretinden Elif'i her gördüğünde kucağına almak istiyor.
Ya da gıcık olduğum bazı insanları düşünüyorum; onlar da bir annenin evladı, kıymetlisi.
Zaten öyle yaklaşınca kızacak/küsecek pek az şey kalıyor.
Ama bir de inadına inadına kötü konuşanlar var ya... Ne yapsam onlara iyi bakamıyorum. Kötü bakmamak için de iletişimi kesiyorum.
Torunum olunca ne hissederim bilmiyorum çünkü annemin gözlerinde bambaşka bir mutluluk var. Sabah yola çıkmadan konuştuğumuzda sesi çok heyecanlıydı : "Fıstığımı göreceğim" diyordu.
Ben odada yokken Elif'e şunları söylerken buluyorum annemi :" Sen benim mor menekşem, sarı papatyam, kırmızı gülüm, hayat enerjimsin. İçimi açayım seni oraya alayım sonra da fermuarı çekeyim." :)
Torun sevgisi güzel bir şey sanırım.
Anne olunca -her ne kadar normal doğum yapmamış da olsam- doğum an'ının ne mucizevi bir şey olduğunu anladım.

Kendi üzerine bir şey almayıp yavruna alışveriş yapmanın zevkini de anladım. (tamam bu kısım işime bile gelmiş olabilir.) Çok yakın arkadaşlarımızın düğünü var haftaya ve benim de Elif'in de düğüne giyecek bir şeyi yok. Ailemizin  kıyafet/moda/makyaj/tasarım uzmanı kardeşimi aradım, ne alayım nerden alayım diye. "Elif kolay da seninle uğraşırız" dedi. Peki ben ne yaptım? Elif o ara slingde olduğundan deneme şansımın olmadığı önden düğmeli bir elbiseyi aldım :) Ve gerçekten süper oldu. Bana sorarsanız bir bebek her yerde bebektir ve en güzel kıyafeti de tulumdur :) Düğüne de böyle gidebileceğini düşünüyordum ama karabalığın kızını süsleyesi varmış. Neyse kot elbisenin üstünde hafif bir dantelle olayı kapattık. Elif'i görenler o yüzden mi erkek sanıyor ki :) Ben hiç elbise almadım ona. Hediye gelenleri giydirdim. Onlar da küçüldü tabii.
Konu nerden nereye geldi :) Kısacası Elif'e 3 saatte bir şeyler bakıp kendime 10 dakikada elbise almaktan mutluyum :)

Sahi sizin anne olunca anladığınız neler var?

4 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...